19 yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na ve onun liderlerine duyulan ilgi yalnızca doğrudan siyasi ya da askeri nedenlere dayanmaz. Bu dönemde Avrupa’da özellikle Rönesans hümanistleri, Osmanlı kültürü, gelenekleri ve liderleri hakkında bilgi toplamaya ve bu bilgileri görsel ve yazılı kaynaklarla kalıcı hale getirmeye büyük önem verdiler. Bu bağlamda en dikkat çekici figürlerden biri, Como doğumlu hümanist tarihçi Paolo Giovio’dur (1483–1552) Fatih Döneminde Osmanlı Resim Sanatının Gelişimi ve Batı Etkisi.
Giovio’nun Bilgi Kaynağı Olarak Portreler
Giovio, 1531 yılında yayımlanan Commentario delle cose de’ Turchi (Türklere Ait Şeyler Hakkında Yorumlar) adlı kitabıyla, Osmanlı gelenekleri ve siyaseti hakkında dönemi için oldukça detaylı bilgiler sunmuştur. Medici ailesi ile bazı papaların danışmanı olan Giovio, aynı zamanda sanat koleksiyonculuğuyla da ilgilenmiştir. Floransa’da kurduğu ve “Giovio Koleksiyonu” olarak bilinen portreler galerisi, sadece İtalyan değil, Osmanlı figürlerini de içerecek şekilde hazırlanmıştır City Tour Sofia.
Cosimo I ve Uffizi Koleksiyonu
Giovio’nun portre galerisi, Floransa Dükü Cosimo I. de’ Medici (1519–1574) tarafından büyük ilgi görmüştür. Cosimo, ressam Cristoforo (veya Cristofano) di Papi dell’Altissimo’ya (1525–1605) bu koleksiyondaki 280 portreyi kopyalaması için sipariş vermiştir. Bu portrelerin çoğu bugün Uffizi Galerisi’nde saklanmaktadır. Cosimo’nun bu girişimi, yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir stratejiydi. Zira farklı kültürlerden liderlerin portreleri, Medici hanedanının evrensel ilgisini ve gücünü sembolize ediyordu.
Cem Sultan’ın Portresi ve İkonografik Ayrıntılar
Son yıllarda Floransa’da düzenlenen “İslam Sanatı ve Floransa: Medici’den 20. Yüzyıla” adlı sergide, Osmanlı padişahı II. Mehmed’e (Fatih Sultan Mehmed) ait çeşitli portrelerle birlikte, oğlu Cem Sultan’ın portresi de sergilenmiştir. Bu portrelerin ilginç bir özelliği, klasik Osmanlı resim tarzından farklı bir ikonografiye sahip olmalarıdır. Cem Sultan’ın Uffizi Koleksiyonu’ndaki portresiyle İstanbul’daki bazı tasvirleri arasında önemli farklar görülmektedir. Örneğin her iki tabloda da Cem’in burnu düz biçimde çizilmiştir. Bu durum, II. Mehmed veya Kanuni Sultan Süleyman gibi diğer Osmanlı hükümdarlarının kemerli burun yapısını yansıtan portrelerinden farklılık göstermektedir.
Sergide yer alan bir portrede, alt yazıda “GEMME. OTHOMANUS: IMP: FR:” ifadesi yer almaktadır. Bu kısaltmalar “Cem Osmanlı İmparatoru, kardeşi” anlamına gelir. Burada Cem’in kardeşi II. Bayezid’e gönderme yapılmaktadır. Cem, babasının ölümünden sonra tahta geçememiş ve kardeşi Bayezid’e yenilerek Batı’ya sığınmak zorunda kalmıştır.
Sanatsal Değerlendirme ve Sonuç
Sonuç olarak, söz konusu Cem Sultan tablosu yüksek kaliteli bir eserdir ve muhtemelen Giovanni Bellini’nin okuluna veya atölyesine aittir. Eserin ön hazırlık çizimlerinin Cem’in İstanbul’dayken, yani henüz sürgün edilmeden önce yapıldığı düşünülmektedir. Ancak, tamamlanışı muhtemelen Cem’in Batı’da esir olarak yaşadığı döneme rastlamaktadır.
Bu portre yalnızca sanatsal açıdan değil, aynı zamanda Osmanlı-Avrupa ilişkilerinin görsel bir belgesi olarak da büyük önem taşımaktadır. Medici himayesindeki bu tür eserler, Doğu ile Batı arasında kurulan estetik ve entelektüel köprünün önemli örneklerindendir.