İskilip Kaya Mezarı

0
119

Osmanlı dönemine ait 100 metre yükseklikteki doğal bir kaya üzerine inşa edilen İskilip Kalesi’nin güney ve güneydoğu eteğinde yer alan iskipli Kaya Mezarları, Roma dönemine tarihleniyor. Güneydoğu tarafındaki kaya mezarının iki sütunlu dikdörtgen bir girişi bulunuyor. Çorum, tarihi zenginlikleri yanında doğal güzellikleri ile mutlaka görülmesi ve turizm açısından önemle değerlendirilmesi gereken özel bir konuma sahip bir yerdir. Şehri saran kavrulmuş leblebi kokuları, Osmancık ve Kargı’da üretilen pirinçleri ile dünyada meraklıları arasında ünlenen Çorum’da 6 yılda bir “Uluslararası Hititoloji Kongresi” düzenleniyor.

Şehirde yapılan son kazılardan yaklaşık i 3 tün 5 yüz yıllık bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkart tarih ve efsanaler karşımıza çıkıyor.

Kral Nemrud

Allah, Kral Nemrud’a sadece bir kul olduğunu göstermek için, bir krala rakip olamayacak kadar küçük bir yaratık olan sivrisineği göndereceğini bildirir. Savaşa hazırlanan Kral Nemrud’un ordusu, bulut halinde saldıran sivrisinekler tarafından yok edilirken, kral kendisini odasına kapatır. Odada bulunan tüm camları, kapıları ve delikleri kapatan Nemrud, afetin geçmesini beklemeye başlar. Allah’ın huzuruna çıkan topal bir sivrisinek; “Yarabbi ben gazaya topallığım nedeniyle yetişemedim” dediğinde aldığı cevap; “Sen Nemrud’un helakine memur oldun, git onu bul” olur. Kralın odasının kapı kilidinden içeri giren topal sivrisinek, burun deliğinden Nemrud’un beynini kemirmeye başlar. Bu acıdan bir türlü kurtulamayan Kral Nemrud, önceleri keçeden yaptırdığı tokmaklarla, daha sonra da tahta tokmaklarla kafasına vurdurarak kendi ölümünü hazırlar. Kafasına her darbede; “Vur ha, vur ha, ur ha” diye bağırır ve bu şekilde zamanla bu yöreye Urfa denmeye başlanır. Efsaneleriyle tanınan Şanlıurfa’nın ismine tarihsel açıdan baktığımızda, Hitit belgelerinde geçen Ursu’nun ve Asur belgelerinde geçen Ruhua ve Ru’ua’nın Urfa olduğu söylenir bulgaria trips.

Harran Şanlıurfa

Binlerce yıl adı değişmeyen; Harran Şanlıurfa’nın 44 kilometre güneydoğusunda bulunan Harran, binlece yıl Anadolu ile Mezopotamya arasında ticaret akışının gerçekleştiği bir kent. Harran ismi ilk defa Kültepe ve Mari’de M.Ö. 2 binli yılların başına tarihlenen çivi yazılı tabletlerde karşımıza çıkıyor.

Bu tabletlerde kentin ismi “Ha-ra-na” veya “Ha-ra-an” olarak geçmekte. Cumhuriyet döneminde Akçakale’ye bağlı olan Harran, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) bölgeyi geliştireceği öngörülerek 1987 yılında ilçe haline getirilmiş.

İlim yuvası, Harran Ekolü

İlk çağlardan itibaren varlığı bilinen Harran Üniversitesi, dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden bir tanesi “Harran Ekolü”ne evsahipliği yapmış. Dünyaca ünlü birçok ünlü bilgin yetiştiren bu ilim yuvasında; devrinin en büyük matematikçilerinden Sabit bir Kurra, o tarihlerde dünyanın aya olan uzaklığını doğru hesaplayan Battani ve maddenin bölünebilen en küçük parçasının büyük bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve atomun mucidi sayılan Cabir bin Hayyan gibi bilim adamları yetişmiş.

Eyyüp Peygamber Efsanesi

Yedi oğlu, üç kızı olan Hz. Eyyüp, çalışkanlığı, dürüstlüğü ve inancı ile Allah’ın sevgisini kazanmış bir insanmış. Bu sevgi karşılığında malı bereketlenmiş. Bir gün şeytan Allah’a kullarının yollarını şaşırdığını ve artık iman etmediklerini söylemiş. Allah; “Kulum Eyyüp, benim temiz kullanımdandır. Hiçbir zaman benim yolumdan dönmez” deyince şeytan; “Malına bir dokunda bakalım o zaman iman edecek mi?” demiş.

Hz. Eyyüp’ün malları elinden bir günde alınmış, imanı test edilmiş Çorum. Birşey değişmeyince çocukları ölmüş. Ama yine de inancından kopmamış. Bedeninde çıbanlar çıkan Hz. Eyyüp inanılmaz acılara sabrıyla ve inancıyla katlanmış. Kül içinde oturup yaralarını bir çömlekle kaşırken, yaralarından yere düşen solucanları alıp yaralarının üzerine koymuş ve “senin de bedenimde kısmetin varmış” demiş. Bu acı içinde olduğunu görenler; “Bunca acıyı reva gören Tanrıya hala iman edecek misin?” diye sorduklarında; “Allah verdiği gibi alır. Verirken iman edip alınca isyan etmek mi gerekir?” demiş.

Bu şekilde kuvvetli inancı ve imanıyla imtihandan geçmiş ve zenginliği kat kat fazla kendisine geri verilmiş. Sağlığına kavuşan Hz. Eyyüp’ün yedi oğul üç kız sahibi olmuş. Bu efsaneye göre Hz. Eyyüp acılarını çektiği, “Eyyüp Peygamber Makamı” günümüzde Şanlıurfa’da bulunuyor. Çile çektiği mağara ziyaret ediliyor ve şifa bulduğu söylenen su hastalara içiriliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz