Güçsüz Ama Mağrur Başkent

0
25

Konstantinopolis’in Son Yüzyılı

Bizans İmparatorluğu’nun son yüzyıllarında Konstantinopolis, ekonomik ve askeri açıdan büyük ölçüde zayıflamıştı. Ancak bu zayıflığa rağmen kent, hâlâ sembolik gücünü ve tarihsel prestijini korumaktaydı. Roma İmparatorluğu’nun meşru mirasçısı olarak görülen Konstantinopolis’i elinde bulunduran her hükümdar, aynı zamanda “gerçek Roma imparatoru” sayılıyor ve bu unvan sayesinde siyasi üstünlük iddiasında bulunabiliyordu Fatih Sultan Mehmed’in İmparatorluk Mirası.

1393 yılında Patrik IV. Antonios’un yazdıkları, Bizans’ın bu düşünce yapısını açıkça yansıtır. Antonios’a göre, Ortodoks dünyasının manevi birliğini temsil eden Konstantinopolis Patriği ve onun başında olduğu kilise ile imparatorluk birbirinden ayrılmazdı. Evrensel bir kilisenin varlığı, evrensel bir imparatorun varlığına bağlıydı. Biri olmadan diğeri de anlamını kaybederdi. Patrik, bu sözleriyle Bizans imparatorunun Tanrı tarafından seçilmiş bir hükümdar olduğunu vurguluyordu.

İmparator Tanrı’nın Yeryüzündeki Temsilcisi

Konstantinopolis düşmanlarla çevrilmiş olsa da, imparatorun konumu kutsaldı. Ortodoks inancına göre, imparator Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisiydi. Bir tek Tanrı olduğuna inanıldığı gibi, sadece bir tek evrensel imparator olabileceğine inanılıyor ve bu kişi de Roma (yani Bizans) imparatoru sayılıyordu. Bu anlayış sadece Ortodoks halk arasında değil, Bizans’ın komşu devletlerinde de belirli ölçüde kabul görmekteydi. Bu inanç, imparatorluğun siyasi gücü zayıflasa da, Bizans’ın kültürel ve dini otoritesinin devam etmesini sağladı.

Son Umut Kiliselerin Birleşmesi

Ancak bu inanç imparatorluğu kurtarmaya yetmedi. 15. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Bizans’ın elinde yalnızca güçlü surlarla çevrili bir şehir olan Konstantinopolis kalmıştı. Batı’dan yardım alma umudu her geçen gün azalıyordu. Bu umudu yeniden canlandırmak için Bizans İmparatoru VIII. Ioannes Palaiologos, 1439 yılında patriğin, bazı yüksek rütbeli din adamlarının ve hümanistlerin de yer aldığı kalabalık bir heyetle birlikte İtalya’ya giderek, papanın düzenlediği Floransa Konsili’ne katıldı (bazı kaynaklarda Venedik Konsili olarak da geçer) Ephesus Sightseeing Tours.

Yoğun tartışmalar sonucunda Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştiği ilan edildi. Ancak bu birleşme, Konstantinopolis halkı ve Ortodoks ruhban sınıfı tarafından sert şekilde reddedildi. Şehir halkı, Vatikan’ın otoritesine girmeyi kabul etmedi. Böylece Batı’dan askeri yardım alınması ihtimali de ortadan kalktı.

Son Direniş İnanç ve Semboller

Bizanslılar için artık geriye kalan tek şey inançlarıydı. Ellerinde silah ya da ordu kalmamıştı ama kutsal ikonaları hâlâ vardı. Son ana kadar bu ikonaları birer koruyucu güç olarak gördüler. Konstantinopolis, siyasi ve askeri olarak çöküşe sürüklenmiş olsa da, dini ve kültürel kimliğini terk etmedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz